ERCİŞ
	    Yeşilliği, bol suyu, verimli  toprakları, doğal güzelliği ve tükenmeyen 
 bereketiyle güzel bir yurt köşesi olan Erciş, Doğu Anadolu Bölgesinin en
 eski yerleşim yerlerinden biridir. Van ilinin en verimli ovası olan Erciş 
 ovası üzerinde kurulmuştur. Doğusunda Van ilinin Muradiye, batısında Bitlis
 ilinin Adilcevaz ve Ağrı ilinin Patnos, kuzeyinde yine Ağrı ilinin Taşlıçay 
 ve Diyadin ilçeleri, güneyinde ise Van Gölü bulunmaktadır. 
	  Van ilinin kuzeyinde, gölün sahilinde bir şerit halinde uzanan ve sırtını
 kuzeyde yüksek dağ ve tepeler yaslamış Erciş'te, her mevsim ayrı bir güzellikte
 yaşanır. Gölden içerilere gidildikçe  çeşitli meyveleri yetiştiren bahçeleri
 diz boyu yükselen ekin tarlaları ve kavak ağaçlarıyla yeşilin her tonu gözler
 önüne serilir. Bu yüzden Erciş adı çevrede "Yeşil Erciş" olarak söylenir.
	13. Yüzyılda ünlü ticaret yolunun geçtiği Erciş'in bugün doğunun batıya 
 açılan kapısı olması buraya ayrı bir önem kazandırmıştır. İran'dan Ortadoğu
 ülkelerine giden transit yol buradan geçmektedir. Erciş-Ağrı , Erciş-Bitlis
 ve Erciş-Van karayoluyla yurdumuzun her tarafından gidilmektedir. Yolların
 tümü asfalttır.
	Van Gölü'nden 5 kilometre içeride,25 metre yükseklikte kurulmuş olan 
Erciş'in yüzölçümü 2115 kilometrekare, denizden yüksekliği 1750 metre, Van'a
uzaklığı ise 100 kilometredir. 2 beldesi, 11 mahallesi, 86 köyü ve 36 mezrası
bulunmaktadır. 1997 Genel Nüfuis Sayım sonuçlarına göre merkez nüfusu 78.397 ,
köyleriyle birlikte toplam nüfusu ise 145.229'dur. Bugün de çevre il ve 
ilçelerden yoğun şekilde göç almaktadır.
	Erciş Ovası, Van  Gölü kıyılarının en geniş ovalarından biridir. Ova, 
geniş vadiler boyunca içerilere sokulmuştur. Zilan Deresi'nin geçtiği 
yerlere "Hatun Çukurovası" , üzerinde Erciş ilçesinin bulunduğu düzlüğe de
"Suluova" adı verilmektedir.Ayrıca bol otlu ve sulu bir çok ova ve yaylası
bulunmaktadır. Belli başlı akarsuları, ovayı kuzeyden güneye geçen zilan
deresi, Deliçay, İrşad Çayı ve Yekmal Çayı'dır. Kuzeyinde Aladağ ve Tendürek, 
İlçeye yaklaştıkça Meydan Dağı, Gürgür, Baba Dağı, Zurnaki Tepe, hemen devamında 
Grekor ve Kızılkaya Tepeleri ilçeye hakim yükseltilerdir. 
	Bölge karasal iklim bölgesine tabi olmasına rağmen, iklim kısmen de olsa 
ılımandır. Güneyde Van Gölü'nün  kuzeyde ise ( esen soğuk rüzgarlara karşı ) 
yüksek dağ ve tepelerle korunmuş olması ve Zilan Deresi üzerinde yapılmış 
olan Koçköprü Barajı iklimi etkilemektedir. Özellikle son on yıldır kış 
mevsiminde yumuşama olduğu ve kar yağışının azaldığı gözlenmektedir. Fakat
gelende ilk ve sonbahar mevsimlerinin kısa sürdüğü Erciş'te sıcak ve kurak
geçen yaz, soğuk ve kar yağışlı geçen kış olmak üzere iki mevsim hüküm 
sürmektedir.
	Erciş, tarih olarak M.Ö. 'ye uzanan bir geçmişe sahiptir. Tarih öncesi 
ve sonrası bir çok kavime yurt olmuştur. Bunlardan bir kısmına Bey'lik bir 
kısmına Sancak Merkezliği yaparken, 14. yüzyılda da Karakoyunlular'a başkentlik
yapmıştır. Urartular'dan Osmanlılar'a kadar bir çok uygarlığın izlerini
taşıyan Erciş, tarihte kervan yollarının kavşak noktasında bulunduğundan 
ünü kısa zamanda en uzak ülkelere kadar yayılmıştı. Bu yüzden eski ve orta
çağlarda Van Gölü'nün tamamı ve daha sonraları kuzey doğusunda uzanan 
körfez için Buhayra-i Arciş (arciş gölü ) denilmekteydi. 
	Özellikle Sökmenliler, İlhanlılar, Karakoyunlular ve Osmanlılar dönemi
Erciş'in en parlak dönemleridir. İlçede Selçuklular'a  ve Karakoyunlular'a
ait kümbetler, mezarlıklar, koç ve koyun heykelleri önemli birer belge 
niteliğindedir.
	1841 yılında Van Gölü sularının tekrar alçalıp yükselmesi sonucu Erciş
halkı, eski yerleşim yerleri olan Erciş Kalesi ve civarını terkederek Yukarı
Çınarlı, Gölağzı, Kasımbağı, Alkanat ve Çelebibağı'na, idare merkezi de
bugünkü erciş'in kurulduğu 15-20 hanelik bir köy olan Eganis (Akans)  adı
verilen yere taşınmış ve burası Erciş adını almıştır. 1910 yılında ilçe 
olmuş, 18 Mayıs 1915 'te Rus ve Ermeni işbirliği ile işgal edilmiş ve 
1 Nisan 1918 de de kurtarılmıştır. 
	Tarihte Arzaşkun, Arsissa, Argişti Khinili, Arciş, Eganis, Erdiş 
şeklinde geçen ilçenin adını, Urartu Krallarından II. Arsissa veya bu
topraklar üzerinde kurulduğu belirtilen Arsissa veya Arzaşkun adlı 
şehirlerden aldığı tahmin edilmektedir. Bugün Erciş'te birçok tarihi eser
ve yer bulunmaktadır. İlçenin Çelebibağı beldesinde Tunç Çağından günümüze
kadar kullanılan ve üzerinde Urartular'a Selçuklular'a Osmanlılar'a, 
Celayirlilere ve karakoyunlular'a ait değişik örneklerin bulunduğu mezarlığı,
Van Bitlis ve Ağrı yol güzergahlarında bulunan Karakoyunlular'a ait Kadem 
Paşa Hatun , Zortul ve Akçayuva Kübmetleri, Osmanlı-İran savaşlarında büyük
önem kazanan ve şu anda Van gölü suları içerisinde sadece iki yıkık bedeni
kalan Erciş Kalesi , ilçenin hemen kuzeyinde Urartular'dan kaldığı
belirtilen 
Zernaki şehir kalıntısı sadece birkaçıdır.